Sayfalar

24 Ocak 2011 Pazartesi

Keçe tablolar


Bu güzel keçe tablolar arkadaşımın bende beyenerek sizlerle paylaşmak istedim.

23 Ocak 2011 Pazar

UNUTULMUŞ RESİM

Sevgili Ece Aymerin ( http://www.myfavouritehome.blogspot.com/) bloğundaki çalışmalarını her zaman keyifle izlerim 2 ay önce bende denedim.Komşum bana tahta çerçeveler vermişti sen değerlendirirsin diye.Bende içine bir peçete resmi koyup kula can simitine ve fenere hamurla boyut verdim 0,25 cm den az kalınlıkta açtım hamuru üzerine can simidini koydum etrafındaki fazlalıkları kretuarla kesip kuruduktan sonra yapıştırdım yerlerine.Paylaşmadığımı unutmuşum sizlerle.

11 Ocak 2011 Salı

DAMAL BEBEKLERİ



Oyucak müzesine gittiğimde gördüm ilk kez Damal bebeklerini geçen yaz çok yakından görüp inceleme fırsatı buldum ve de fotoğraf çektim.O kadar güzel boncuk işlemeleri ,boncuk oyaları kullanılmışki bu bebek giydirilirken hayranlıkla izledim.Bebekler hazır ama kıyafetler ve süslemeler de büyük emek var.

10 Ocak 2011 Pazartesi

KİTRE BEBEKLER






Sınıfımıza Halk Eğitimdende 2 kitre bebek getirdi bir arkadaşımız.En üstteki çeri kızı ve ayakkabıcı adam okadar güzeldiki paylaşmadan geçemedim.Bu arada sınıfımızdan Müşerref Hanımın siyah kaftanlı bebeği ve Nevalin Ankara zeybeği ve en alttaki dede de en güzeller arasında.Dedenin kavuğu tamammen pamuktan yapılmış ve pamuk dikilerek hazırlanmış.

NASRETTİN HOCA göle yoğurt mayalamaya gidiyor.



2.kitre bebeği sonunda bitirdim Nasrettin Hocayı seçtim konu olarak ;öğretmenim karikatürize haliyle değilde biraz gerçeğe uygun bir bebek yapmamızı istedi.Bende araştırdım gerçek halini yansıtan resimlerde biraz somurtuk uzun boylu ve de zayıfça biri  olduğunu gördüm.Ama epeyce bir göbek ekledim bebeğime ben kıyafetlerini de tamamlayınca aldı yoğurt kovasını eline göle yoğurt mayalamaya yola çıktı.O da ne Nazımestan Hanım onu gördü ve şaşırdı yolda .Hoca da biraz uzun boylu ya hafiften eğilerek anlattı nedenini.Birlikte gittiler göle doğru......

1 Ocak 2011 Cumartesi

YENİ BİR YILIN İLK GÜNÜ VE KÜÇÜK BİR DİKİŞ TORBASI

Mevlana derki;
Kırlarda çiçeklendi ağaçlar yer yer
Açmıştı gönüllerde inciyle güher....
Yaprakları yokkende ayaktaydılar.
Hiç çökmediler ve hiç ümit kesmediler.

Hep birlikte nice mutlu yıllara.

Gazetelerden birinde gördüm bu güzel dizeleri......Yine gazetelerden birinde okudum şu soruyu uyku mahmurluğunda elimde çayım; Şimdiye kadar yaşadığınız yılbaşlarından kaç tanesini hatırlıyorsunuz ?
Bu soruya % 80 sadece 5 ya da 6 yılbaşını hatırlıyorum demiş.Ya ben dedim kendi kendime ve aklıma çalıştığım banka vakfına düzenlediğimiz (yılbaşından bir kaç gece önce) yılbaşı partileri geldi.Sevgili Müdürlerimiz ve diğer yöneticilerde katılırdı bu yemeklere.....Peki daha eski.....İlkokula gittiğim yıllardan birinde halamların evinde izlediğimiz yılbaşı programı .Televizyon almışlardı onlar birlikte TRT1 de bir yılbaşı programı izlemiş tombala oynamıştık galiba.Dün gece biraz daha farklımıydı diğerlerinden? Sadece biraz daha özenilerek yapılan yemekler di diğer gecelerden farkı.....Umarım yılın diğer günleri daha farklı huzurlu geçer herkes için.

Ama bu dikiş torbasının kenarındaki nakış bana çok daha eskileri hatırlattı.Annemin çok muntazam işlediği sıçan dişi yada antika denilen nakışı.Gerçi bu nakışı ortaokulda öğrenmiştik annemin yardımıyla.Herkese akılda kalıcı daha hatırlanabilir yılbaşı akşamları diliyorum.Sevgiler